Fotoğraf çekerken haklarımızı, yükümlülüklerimizi ne kadar biliyoruz nelere dikkat ediyoruz ya da yasal olarak neleri ihlal ediyoruz? Tüm bu sorulara cevap bulabilmek adına Yargıtay kararlarını incelediğimiz biz yazı dizisi başlatmıştım. Şimdi yeni bir Yargıtay kararını gelin birlikte inceleyelim.
Yargıtay kararında öncelikle davacının talepleri, ardından ihlalde bulunduğunu iddia ettiğimiz kişinin savunmaları ve ilk mahkemenin kararı bulunmaktadır. Mahkeme kararının ardından taraflardan birinin itirazları üzerine gidilen Yargıtay’ın nihai kararı bulunmaktadır. Yargıtay mahkeme üyelerinin arasında bir fikir ayrılığı olması halinde üyelerden bir kimse karşı oy vererek fikirlerini paylaşmaktadır.
YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2015/46017
Karar Numarası: 2016/11591
Karar Tarihi: 26.05.2016
Davacı vekili, davacının iş akdine, çalışma saatleri içerisinde arkadaşları ile kurumu ve mesleği küçük düşürücü mahiyette fotoğraf çektirip bu fotoğrafları davalı şirketin isim ve logosunu kullanarak sosyal medya üzerinden paylaştığı gerekçesiyle son verildiğini, davacının sosyal paylaşım sitesinde yer alan fotoğraflarının hiçbir şekilde mesai saatleri içerisinde çekilmiş olan fotoğraflar olmadığını, feshin haklı ya da geçerli bir nedeni bulunmadığını öne sürerek feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının iş arkadaşlarıyla birlikte mesai saatleri içerisinde, hasta yataklarının üzerine çıkıp kurumu ve mesleğini küçük düşürecek şekilde fotoğraf çektirdiği, daha sonra bu fotoğrafı sosyal medya hesabından bir grup aracılığıyla, kurum isim ve logosunu açıkça beyan ederek, ”Hasta gelmesin diye dua ederken, … …… Hastanesi” başlığıyla facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde yayınladığını, bu nedenle yapılan feshin haklı olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; feshe konu fotoğrafta davacının 3 arkadaşı ile birlikte hasta yatakları üzerinde dua ederken görüldüğü ve başlık olarak da ”Hasta gelmesin diye dua ederken biz” yazıldığı, başlıkta davalının isminin de yer aldığı ancak her ne kadar davacının iş akdi 4857 sayılı Yasanın 25/2 – e fıkrasına istinaden feshedilmiş ise de, yapılan davranışının bu boyuta varmadığı, fotoğrafın internet sosyal paylaşım ortamında ”………..” isimli bir grupta paylaşıldığı dolayısıyla aynı meslek grubu içerisinde paylaşılmış olduğu, bu nedenle arkadaşlar arasında veya meslektaşları arasında bir espri olarak kabul edilmesi gerektiği, davalıyı küçük düşürecek nitelikte bulunmadığı bu nedenle davacının iş akdinin haklı veya geçerli bir sebebe dayanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanununun 18 ve devamı maddeleridir. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18.maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İş Kanununun 18. maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanunun 25/II. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi süresince herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz.
4857 sayılı İş Kanununun 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Somut olayda, davalı şirkete ait ……..Hastanesinde erkek hemşire olarak çalışan davacının iş akdine 13.11.2014 tarihinde ” ..çalışma saatleriniz içerisinde acil servis hasta yatakları üzerinde arkadaşlarınız ile kurumu ve mesleğinizi küçük düşürecek şekilde fotoğraf çektirerek, bu fotoğrafları kurumumuzun isim ve logosunu kullanarak sosyal medya üzerinden paylaştığınız sabit olarak tespit edilmiştir. Yaptığınız bu davranış mesai saatleri içerisinde işinizi ciddiye alarak çalışmadığınızı göstermektedir. Kurum kültürüne ve genel iş hayatı kurallarına uymadığınızdan 4857 /25-II-e gereği doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunmanız dolayısıyla iş akdine son verilmiştir. ” içerikli fesih bildirimi ile son verilmiştir.
02.11.2014 tarihinde ”facebook” adlı sosyal paylaşım sitesinde ” ……….. ” isimli bir grup içerisinde yayınlanan ” hasta gelmesin diye dua ederken biz, …. hastanesi 😳 ” başlıklı, davacı ile birlikte 3 kişinin hasta yatakları üzerinde bağdaş kurup oturduğu ve ellerini havaya kaldırarak dua ettikleri fotoğrafın davalı işverence fesih nedeni yapıldığı anlaşılmaktadır. Paylaşılan bu fotoğrafta davalı kurumun isim ve logosu kullanıldığı gibi fotoğrafta davacının üzerinde formasının ve yaka kartının da bulunduğu görülmektedir. Sözü edilen paylaşım 1.285 kişi tarafından beğenilmiş ve fotoğrafın altına 52 yorum yapılmıştır. Fotoğrafın yayınlandığı ”……….. ” grubunun yaklaşık 13.102 üyesi olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının 12.11.2014 tarihli savunması ile aynı gün temyiz incelemesi yapılan Dairemizin 2016/10461 Esas sayılı dava dosyasında aynı paylaşım nedeniyle iş akdi feshedilen işçinin savunmasından fotoğrafların mesai saatleri içerisinde çekildiği ve paylaşılmasına davacının rızasının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davacının mesai saatleri içerisinde çekilen ve paylaşılacağının bilindiği fotoğraflarının binlerce kişi tarafından izlenebilecek bir sosyal paylaşım sitesinde yayınlanması işyerindeki çalışma disiplinini ve iş akışını etkileyecek nitelikte olup artık davalı işverenden davacı ile çalışması beklenemeyeceğinden somut olayda haklı bir fesih nedeni bulunmasa bile fesih için geçerli bir nedenin bulunduğunun kabulü gerekmektedir.
Açıklanan nedenle feshin geçerli olduğunun kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi hatalıdır. BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA ve Davanın REDDİNE 26.05.2016 oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.
İNCELEME :
Bugün sizlere yüzünüzü biraz tebessüm ettirecek bir Yargıtay kararı paylaşmak istedim. Yargıtay kararında hem iş hukukundan örneklerin olduğu hem de espri olsun diye çekilen fotoğrafları yayınladığımızdaki olumsuz etkileri gösterir bir içerik bulunmaktadır.Davada erkek bir hemşire arkadaşlarıyla birlikte hastanede boş hasta yataklarının üstünde dua ederken vermiş olduğu pozu Facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde “hasta gelmesin diye dua ederken biz” yazısıyla paylaşmıştır. Yapmış olduğu paylaşımda hastanenin ismi ve logosu da bellidir. Erkek hemşire, fotoğrafı 13.102 kişinin bulunduğu bir grupta paylaşmıştır. Fotoğraf 1.285 kişi tarafından beğenilmiş, 52 yorum almıştır. Bunun üzerine işveren/hastane, erkek hemşirenin iş akdini, sosyal medyada izinsiz şekilde kurumu ve mesleği küçük düşürücü hareketlerden dolayı haklı ve geçerli nedeniyle son vermiştir. Erkek hemşire/işçi, haksız ve geçersiz nedenle iş akdinin son bulduğu gerekçesiyle hastaneye karşı işe iade davası açmıştır. Yerel mahkeme, paylaşılan fotoğrafın sadece meslektaşlar arasında bir espri unsuru olduğunu, kurumu küçük düşürücü nitelikte bir hareket olmadığından bahisle davacı işçinin işe iadesine karar vermiştir. İşveren ve hastane tarafından Yargıtay yoluna başvuruda bulunulmuştur. Yargıtay ise mesai saatleri içerisinde çekilen bu fotoğrafın sosyal medyada binlerce kişi tarafından izleneceğinden çalışma disiplinini bozan bir hareket olarak gömüş ve yerel mahkemenin kararını bozarak işveren lehine karar vermiştir.
Burada aslında her açılan işe iade davasının işçi tarafından kazanılmadığının bir örneğini görüyoruz. Yargıtay’ın vermiş olduğu bu kararı siz nasıl yorumluyorsunuz? Sizler Facebookta bu fotoğrafı görseydiniz hastane hakkında ne düşünürdünüz? Gerçekten kurumu aşağılayıcı ve küçük düşürücü bir eylem olduğundan bahisle kurum ile ilgili düşünceleriniz değişir mi yoksa aslında her birimizin yaptığı iş hayatındaki genel şakalardan biri olarak düşünerek önemsemez misiniz?
Ben bu dosyada işim gereği işçi vekili olduğumda farklı, işveren vekili olduğumda farklı sebepler söyleyerek davayı kazanmaya çalışırdım elbette. Ama işçi bana avukat olarak danışmaya gelse yapmış olduğu eylemde işverenin bir nebze haklı olduğunu bu yüzden davanın riskli olduğunu söylerdim. Ancak avukatlık mesleğim bir yana bir vatandaş olarak bu resmi gördüğümdeki düşüncelerimi söylersem; Hastane çalışanlarının rahat ve serbest bir çalışma disiplinin olduğunu, kendilerini denetleyen kişiler dahi olmadığını düşünürdüm. Böylece kuruma karşı bir nebze güvenilirliğim kaybolurdu. Peki ya gerçekten de bu resim olmasaydı hemşireler bu hareketi yapmıyor mu olacaklardı? Bu resmi görmeseydik kurumu çok ciddi ve disiplinli bir kurum olarak düşünmeye devam mı edecektik? İşte düşünmemek, olaylara gözümüzü kapatmak, olmayacağını varsaymak hepimizin kaçtığı en güzel yöntem. Bu yüzden maalesef ki ben de Yargıtay gibi düşünüyorum. Artık işçinin işveren ile çalışması beklenemeyecek düzeyde bir geçerli neden oluşmuştur. Bu nedenle işçinin iş akdinin işveren tarafından sona erdirilmesi geçerlidir ve işçi de işe iade talebinde haksızdır diye düşünüyorum.
03 Eylül 2019 - www.arthenos.comAv.Fulden ELVERİR
Sayfayı okumak için tıklayınız >